Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranı kararı, 17-18 Aralık toplantısının ardından Perşembe günü açıklandı. Banka, küresel piyasalardaki beklentilerin çoğuna paralel olarak, faiz oranlarını Ekim 2022'den bu yana en düşük seviye olan %2,15 aralığında sabit tuttu ve bu, faiz oranlarının üst üste dördüncü kez sabit tutulduğu toplantı oldu.

İngiltere Merkez Bankası'nın 18 Aralık toplantısının ardından Perşembe günü açıkladığı faiz kararı, piyasa beklentilerine paralel olarak faiz oranlarını yaklaşık 25 baz puan düşürerek %3,75 aralığına çekti. Bu, Aralık 2022'den bu yana en düşük seviye olup, İngiliz para politikasındaki bu yılki dördüncü adımı işaret ediyor.

Petrol fiyatları Perşembe günü istikrarlı seyretti; yatırımcılar, ABD'nin Rusya'ya ek yaptırımlar uygulama olasılığını ve Venezuela petrol tankerlerine uygulanan ablukadan kaynaklanan arz risklerini değerlendirdi.

Brent petrolün varil fiyatı 11:33 GMT itibarıyla bir sent düşerek 59,67 dolara gerilerken, ABD Batı Teksas Ham Petrolü (WTI) beş sent artarak varil başına 55,99 dolara yükseldi.

PVM analisti John Evans, ABD'nin Rusya'ya daha fazla yaptırım uygulama niyetinin ve Venezuela petrolü taşıyan yaptırım uygulanan tankerlerin bloke edilmesi tehditlerinin fiyatları desteklediğini söyledi.

Bloomberg Çarşamba günü, konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere atıfta bulunarak, ABD'nin Moskova'nın Ukrayna ile barış anlaşmasına varmaması durumunda Rusya'nın enerji sektörüne yönelik yeni bir yaptırım turuna hazırlandığını bildirdi. Ancak Beyaz Saray'dan bir yetkili Reuters'e, Başkan Donald Trump'ın Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda henüz herhangi bir karar almadığını söyledi.

ING analistleri bir notta, Rus petrolünü hedef alan ek önlemlerin, Trump'ın Salı günü Venezuela'ya giriş veya çıkış yapan yaptırım uygulanan tankerlere yönelik olası bir ABD ablukası açıklamasından daha büyük bir risk oluşturabileceğini belirtti.

Aynı bağlamda, Avrupa Birliği Perşembe günü Rusya'nın "gölge filosu" olarak adlandırılan 41 gemiye daha yaptırım uygulayarak yaptırım uygulanan gemi sayısını yaklaşık 600'e çıkardı.

İngiltere, Perşembe günü yayınlanan bir hükümet bildirisinde, Rusya'ya yönelik yaptırım rejimi kapsamında Tatneft ve Russneft gibi Rus petrol şirketleri de dahil olmak üzere 24 kişi ve kuruluşa yaptırım uyguladı.

ING'ye göre, Venezuela'ya uygulanacak bir abluka, Venezuela'nın günlük yaklaşık 600.000 varil petrol ihracatını etkileyebilir; bu ihracatın büyük kısmı Çin'e yöneliktir. Öte yandan, ABD'ye yapılan günlük yaklaşık 160.000 varillik ihracatın devam etmesi muhtemeldir. Banka, Chevron tankerlerinin ABD hükümetinden alınan önceki bir yetkilendirme kapsamında hala ABD'ye sefer yaptığını belirtti.

Aynı zamanda, kaynaklara ve gümrük verilerine göre, devlet petrol şirketi PDVSA siber saldırı nedeniyle faaliyetleri askıya aldıktan sonra ham petrol ve yakıt sevkiyatlarına yeniden başlasa da, Venezuela'nın diğer ihracatlarının çoğu Çarşamba günü durdurulmuş durumda kaldı.

ABD'nin uygulayacağı herhangi bir ablukanın nasıl denetleneceği belirsizliğini koruyor. ABD Sahil Güvenliği geçen hafta Venezuela petrol tankerine el koyarak benzeri görülmemiş bir adım attı ve kaynaklar, ABD'nin benzer müdahaleler gerçekleştirmeye hazırlandığını belirtti.

Venezuela petrolü, küresel petrol arzının yaklaşık %1'ini oluşturuyor.

Perşembe günü, İngiltere, Avrupa ve Japonya'daki merkez bankası kararları öncesinde piyasaların pozisyon almasıyla dolar, başlıca para birimleri karşısında mütevazı bir yükseliş kaydetti.

İngiltere enflasyon verilerindeki keskin ve beklenmedik düşüşün ardından sterlin baskı altında kaldı; bu durum İngiltere Merkez Bankası'nın faiz indirimine gideceği beklentilerini güçlendirdi. Buna karşılık, Japon yeni, Japonya Merkez Bankası'nın Cuma günü faiz oranlarını son otuz yılın en yüksek seviyesine çıkaracağı beklentisiyle önceki seansta görülen kayıpların bir kısmını telafi etti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, bir sonraki Federal Rezerv başkanının faiz oranlarını düşürmeye kesinlikle inanacağı yönündeki açıklamalarını dolar büyük ölçüde görmezden geldi.

ABD dolarının yen ve euro da dahil olmak üzere diğer para birimlerinden oluşan bir sepete karşı değerini ölçen dolar endeksi, önceki seansta da benzer bir artış gösterdikten sonra %0,2 yükselerek 98,55 puana ulaştı.

Yen, dolar karşısında %0,1 oranında değer kaybederek 155,85 yen seviyesine geriledi ve Çarşamba günü kaydedilen %0,6'lık düşüşü sürdürdü.

Euro %0,2 düşüşle 1,1718 dolara gerilerken, sterlin de önceki seansta %0,4'lük düşüşün ardından hafifçe gerileyerek 1,3348 dolara indi.

İngiltere Merkez Bankası'nın (ECB) Kasım ayı enflasyon verilerinin beklenenden düşük gelmesinin ardından, faiz oranı vadeli işlem piyasaları, Perşembe günü faizleri 25 baz puan düşürme olasılığını neredeyse %100 olarak fiyatladı. Buna karşılık, Avrupa Merkez Bankası'nın Perşembe günkü toplantısında faiz oranlarını değiştirmemesi ve yakın vadede faiz indirimine yönelik sınırlı bir iştah sinyali vermesi bekleniyor.

Danske Bank analisti Mohammad Al-Sarraf, "Avrupa Merkez Bankası'ndan yeni bir para politikası sinyali beklemiyoruz ve merkez bankasının 2026'da hatta 2027'de faiz oranlarını artıracağını hayal etmekte zorlanıyoruz" dedi.

Şunları da ekledi: "Ancak, İngiltere Merkez Bankası'ndan faiz indirimi artık neredeyse kesin görünüyor ve bu açıklamanın ardından sterlinin daha da zayıflaması muhtemel."

Hem İsveç hem de Norveç merkez bankaları, beklentiler doğrultusunda Perşembe günü temel faiz oranlarını değiştirmeden bıraktı. İsveç kronu euro karşısında 10.899 seviyesinde sabit kalırken, Norveç kronu euro karşısında hafifçe yükselerek 11.955 seviyesine ulaştı.

Asya'da, Japonya Merkez Bankası, yükselen gıda fiyatlarının enflasyonu bankanın %2'lik hedefinin üzerinde tutması nedeniyle kısa vadeli faiz oranını %0,5'ten %0,75'e çıkarmaya hazırlanıyor gibi görünüyor.

Hong Kong'daki T Rowe Price'da Sabit Getirili Portföy Yöneticisi olan Vincent Chung'a göre, Japonya Merkez Bankası, sürekli negatif seyreden reel faiz oranlarına çözüm bulmak amacıyla 2026 yılında faiz oranlarını iki kez artırabilir.

Chung şunları söyledi: "Japonya Merkez Bankası'nın ileriye dönük yönlendirmelerinde şahin bir ton benimsemeyebileceğine dair bazı beklentiler var, bu da yenin değer kaybetmesine yol açabilir, ancak biz bu tür bir zayıflamanın geçici olacağına inanıyoruz."

Amerika Birleşik Devletleri'nde, Fed Başkanı Jerome Powell'ın görev süresinin Mayıs ayında sona ermesiyle birlikte, Trump'ın Powell'ın yerine geçebilecek olası isim hakkındaki açıklamalarının ardından, Federal Rezerv'in bir sonraki faiz indiriminin zamanlaması ve merkez bankasının bağımsızlığını koruyabilme yeteneği konusunda belirsizlik devam ediyor.

ABD Merkez Bankası Başkanı Christopher Waller Çarşamba günü yaptığı açıklamada, işgücü piyasasındaki zayıflık belirtilerinin artmasıyla birlikte ABD merkez bankasının faiz oranlarını düşürme konusunda hâlâ alanı olduğunu söyledi. Bu açıklamalar, Salı günü Fed'in geçen haftaki faiz indiriminin haklı olmadığını düşünen Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic'in açıklamalarıyla çelişiyordu.

Federal Rezerv'in karar alma süreçlerinde rol oynamak istediğini dile getiren Trump, Beyaz Saray'dan yaptığı bir açıklamada Powell'ın yerine geçecek adayı yakında açıklayacağını söyledi.

Trump, "Yakında, faiz oranlarını önemli ölçüde düşürmeye inanan ve böylece ipotek ödemelerinin daha da azalacağına inanan bir yeni Federal Rezerv başkanını açıklayacağım" dedi.

Bilinen tüm adaylar - Beyaz Saray ekonomi danışmanı Kevin Hassett, eski Fed Başkanı Kevin Warsh ve Christopher Waller - faiz oranlarının mevcut seviyelerin altında olması gerektiği görüşünü destekliyor, ancak hiçbiri Trump'ın savunduğu ölçüde faiz indirimi önermedi.